Banka batarsa tmsf'ye devredilir haliyle borç da fona devredilmiş olur diye düşünüyorum.

banka kapanmaz en kötü ihtimal bir devlet bankasına devrolur, oraya borcunu ödersiniz.

Tmsf

Bazilarinda var, 2 sene once cikan seat leon'da stepne icinde kocaman hoparlor vardi. Excellence paketteydi.

Biraz tercih meselesi, araba ziplasin istiyorsan koyman lazim, o kadar parayi veren adam haliyle bagaja 1 tane koyalim da farkimiz olsun diyor.

Normal muzik dinleyeceksen gerek yok tabi. Kucuk hoparlorler de yeterince bass veriyor.

divit+1

yıllar önce kullandığım alfa romeo mito aracımın bose ses sistemi vardı. stepne içinde de kocaman bir subwoofer.

O bagajdaki hayvan gibi alet subwoofer +1

Duyduğumuz seslerden çok, hisettiğimiz titreşimler için varlar. İyi dizayn edilmiş sistemlerde bu woofer'lar sayesinde içindeki organların titrediğini, dalağının oynadığını hissedersin :)

Ergenliğimizde az hayvanlık yapmadık bu konuda.

Şu bir gerçek ki kaliteli bir müzik için, hem seviye hem tını olarak; 4 kapıda 4 tane kaliteli 13-17 cm arası hoparlör yeterlidir. Bundan sonrası abartmaya, önce sizi sonra etrafı rahatsız etmeye başlar.

Sonradan bagaja koyulan woofer'ların bir çoğu da düzgün dizayn edilmemiş oluyor maalesef.

Bakıyorum hoparlörün specslerine, portlu kabinde olması gereken hacim 50 litre mesela. Ama bagajda yer kaplamasın diye koydukları kabin 30 litre.

Eğer bagajda yer kaplamasın istiyorsanız kabinlerinizi portsuz, kapalı kabin yapın. Daha az hacim ister, daha sert ve daha tok bas vurur.

Ha yok portlu istiyor, bu port sesini seviyorsanız istenilen hacim ne ise onu karşılayın, yerden kazanmak için kabini küçültmeyin.

90 ların ortalarından 2000 lerin başına kadar kıro bir modaydı neyse ki bitti.fabrikasyon subwofer koyan oto markası bir elin parmağını da geçmez artık.
kaliteli ses yüksek ses demek dğildir.

cunku harman kardon milyon dolar harcayip dizayn yapiyor, neyi nereye gizleyebiliriz diye kafa patlatiyor.

fabrikasyon sub olayi devam ediyor, hatta bazi araclarda cift sub var. on koltuklarin altina koyuyorlar, ya da stepnenin icine gizliyorlar.

Parmesan şarap bir de beden bikaç kez markette pazarda satılan hazır risottolardan istedilerdi.

cesitli hamur isi, sarap, limoncello, kurabiye vs..

iş nedeniyle italya'ya her sene 3-4 kez giderdim. çok kadın çantası ve makyaj malzemesi getirdim buraya :) outlet bulman gerekiyor ama. normal mağazalar acayip kazık.

yiyecek olarak makarna, permasan, chanti şarabı, el yapımı makarna, balzamik sirke, fitre edilmemiş zeytinyağı. meraklısına toscanello , grappa ve prosecco

roma-3 gün
floransa-2 gün (+sabah gidip öğleden sonra dönmeli pisa)
verona-2 gün
venedik- 1 gün
bologna - 2 gün

genelde arkadaşların yazdığını katılmak ile birlikte,

1 gün venedik, 1 gün verona yeterli. hatta sonraki durağa milano da ekleyebilirsin.

ben olsam şu rotayla ilerlerdim. ilk durak roma 3 gün-perugia 2 gün(hele umbria jazz zamanına gelirse 4 bile olur :))- floransa 3 gün- bologna 2 gün ve türkiye'ye dönüş için genelde en ucuz bilet bologna'dan olduğu için son durak bologna.

gidiş roma dönüş bologna olacak şekilde planlama yapmanızı tavsiye ederim. bir de aradaki geçişleri nasıl yapacağınız da önemli. araç kiralayacaksanız eğer yoğun bir tur planlamanız mümkün ama bütün geçişleri tren (biletleri erkenden almanızda fayda var) ile yapacaksanız çok yorucu olduğunu ve illaki trenler ile ilgili aksaklıklar olduğunu unutmamanız gerekir.

roma en az 2 gün.
verona max. 1 gün (hatta verona'ya gitmektense cinque terre'ye gitmenizi tavsiye ederim.)
bologna 2 gün
venedik 1 gün (tabii sadece venedik içerisinde kalacaksanız. etrafındaki adalara gidecekseniz eğer 2 gün)
floransa 2 gün (biz aynı gün sabah pisa öğleden sonra floransa yapmıştık ve bize yetmişti aslında)
milano 1 gün (sabah git akşam gel şeklinde. sadece klise ve etrafını görüsünüz güzel bir yemek yersiniz vs.)

bence 1 günü boşta bırakın. dinlenmek için ihtiyacınız olacak. biz bu rotayı bologna'da konaklayarak tren ile gidip geldik. bayağı bir yorucu olmuştu.

buradan da bizim gittiğimiz birkaç yerin videoları var. bir fikir edinmek isterseniz eğer; www.youtube.com

artmaması hayatın olağan akışına aykırı.

artmazsa bi terslik vardir +1

sahada çok noktada ekipmanlarımız var. bayramdan bu yana deli gibi arttı hırsızlıklar. kamera koyduk, onu bile çaldılar :)

Havalar ısındıkça, yaz gelince hırsızlık vakaları artar. Hırsıza, tecavüzcüye, katile, vs suçlulara gerektiği kadar ceza vermezsek sonuç değişmez.

öyle olmuyor o işler. şirketi tasfiyeye sokacaksınız ve en az 6 ay geçtikten sonra tasfiyeyi sonlandırıp kapanış verebilirsiniz.

vergi dairesine vergi borcu ve varsa ceza meza dışında kapanış için bir ödeme yapılmaz ama ticaret odası'nda tasfiye başlangıcı, ilanı, sonlanması falan derken epey bir masraf çıkar.

yok mu bir mali müşaviriniz yahu?

kapatmak yerine borcu harcı yoksa devredin şirket kuracak birisine çok çok daha kolay.

geçenlerde bunu aldık. bence hiç riske girme, bilindik bir şey al. all in one bilgisayarların içinde zaten notebook anakartı var. çin malı noname bir şey koyup gazlıyorlardır.

www.amazon.com.tr

aynısının i3 olanı da var amazonda o da 9000 civarı.

“Bir kişinin bilgisi dahilinde” dediğiniz kişi şirketi temsile yetkili biriyse, yasal olarak çok bir sorun yok gibi. Emin değilim.

bu konuyu geçenlerde it'ciler olarak tartıştık bir sonuç alamadık :) gri bir konu. birden çok etkene bağlı. yukarıda dendiği gibi o kişinin şirkette yetki sahibi olması, karşıdaki kişinin şirket bodrosunda olmaması bir yana şirket sisteminde yapılan aktivitelerin şirketin malı olup özel kabul edilmemesi, kvkk, etik kurallar falan ne olduğu belli değil.

evet alacagiz biz
sektor: it

Eşim alacak da onlar zaten hep altı ayda bir zam alıyorlar; ilk defa olacak bir şey degil. Oranı filan belli değil tabii henüz.

Ben yeni başladım, almıyorum.

mayıs ayı maaşını zamlı aldık.

patron ülkenin durumu belli normalde haziranda zam yapacaktık ama bir ay öne çektik dedi. sektör enerji

üç ayda bir zam alıyoruz. temmuz'da %15 alırız.

Almazsam istifamı alacaklar.

Edit: asgari artış verdiler.

kimse yazmadı bari ben kendi kendime yazayım da arayan olursa faydalansın. şu ürün işe yarıyor;

Nivea Sun Hassas Aninda Koruma Güneş Alerjisine Karşi Sprey

Türkiye'nin 1 yılda tükettiği petrol Azerbaycan'ın 1 yılda ürettiği petrolden fazlaydı sanırım, yani sürekli bize çalışmaları gerekiyor orada bi sıkıntı vardır belki.

ürettiği yeterli değil.

mesela trakya'da şuan aktif nereden baksan 250 - 300 doğalgaz kuyusu vardır. üretilen miktar trakya'ya bile yetmiyor. karedeniz gazı konusuna ise sadece gülüyorum :)

söylenenlerin dışında bütün ihtiyacını tek kaynaktan karşılarsan tedarikte veya kaynakta sıkıntı çıkması durumunda ciddi bir kriz doğurur. o yüzden farklı kaynaklardan temin etmek enerji arzını sıkıntıya sokmaktan kurtarır

çıkarmak yetmez işlemesi lazım. işlemeyi bilmiyorlar. BP bakıyor o işlere diyeyim siz anlayın gerisini..

1- başka bir şeye dikkat etmeye gerek yok

2- sıkıntı oluşturmaz. kısırlaştırmak için kızgınlığa girip girmemesi değil, üreme kapasitesine erişmesi bekleniyor. 8 ay uygun.

kısırlaştırma için kızgınlık döneminde olmaması gerekiyor. en ideali ise hiç kızgınlık geçirmeden kısırlaştırılması. henüz çok ufak olduğu için böyle hareketler yapabilir ama tam kızgınlığa girmez.

kısırlaştıktan sonra ilk gün biraz kötü geçecek hazır olun. dişilerin iyileşme süreci biraz daha uzunu sürüyor. arada şişlik, kanama falan varmı diye bir kontrol edin. bazı veteriner yakalık takıyor bazısı takmıyor ama bence taktırın dikişleri açmasın.

popo yalaması normal, bizim kısır erkek kedi de poposunu yalıyor. kızgınlıkla alakalı olduğunu sanmıyorum. kızgınlığa girmiş olsa kesinlikle anlardın zaten emin ol :) ameliyat sonrası tek kalamayabilir, gözlem gerekebilir. yani çalışıyorsan eğer yerinde olsam izin günüme denk gelecek şekilde yaptırırdım ameliyatı.

1 normal buna ek olarak operasyon sonrası dişilerde süreç biraz yorucu biz 2 dişi kedimizi aynı anda kısırlaştırdık. Kanama olmaması için dikkat etmeniz gerekli gözlemleyin durumunu.10 güne zaten operasyon yeri iyileşmeye başlıyor.

www.amazon.com.tr

Bütçenizin üzerinde ama kesin çözüm bu (alt kat ile çatı katı aynı elektrik hattına bağlıysa). Küçük parçayı ethernet kablosuyla modeme bağlayıp modemin yanında fişe takıyorsunuz, o parça evdeki elektrik hattına internet dağıtıyor. Büyük parçayı evin herhangi bir yerindeki prize taktığınızda hız kaybı olmadan o noktada wifi vericisi oluyor. Büyük parçaya ayrıca bilgisayar tv vs'yi ethernet kablosuyla da bağlayabiliyorsunuz.

Sinyal güçlendiricinin işe yaraması için sinyali kuvvetli aldığı bir yere takmanız lazım, o da üst kata sağlıklı taşımaz, sinir harbi yaşadığınızla kalırsınız. (Xiaomi denedik, tek katlı uzun koridorlu evde bile doğru düzgün iş görmedi.)

Ben üşenmeyip üst kata CAT 6 kablosu çektim, kablonun ucuna elimdeki eski bir modemi taktım, ondan wi-fi alıyorum. Modmin repeater özelliği olması lazım ama, ki şu zamanda bu özellik olmayan modem yok gibidir.

bütçe kısıtlı ise hiç repeater fantezisine girmeyin. uzaklık, yer, konum, duvarların ve tavanın geçirgenliği, mevcut modemin kalitesi falan filan denemeden performans alacağınızı bilemezsiniz. cat6 kablo çektirin ucuna da bir ap bağlayın bence

aydın'ı bilmem ama bir trakyalı olarak tercihim malkara olurdu. tekirdağ merkez yakın, şarköy yakın. yeni otoyol , ile çanakkale yakın. istanbul zaten burnunun ucu. babaeski kötüdür demiyorum ama biraz kırsal kalıyor. trakyanın her yerinde kadın zorluk çekmez zaten.

arkadaşının mesleği ne bilmiyorum aydının iş anlamında yoğun olmayan, sakin bir yer olduğunu söylüyorlar. tatil yörelerine yakın olması cazip geliyor. babaeskiyi hiç duymadım. bir dönem tekirdağda bulundum. sanayi yoğunluğundan mı bilinmez ama ilçelerdeki kiralar yüksek. bu nedenle memur olarak tercih etmezdim.

Diğer yerleri bilmiyorum ama babaeski ufak gelebilir kırklarelinde yaşayıp 20dkkada ulaşımı sağlayabilir.
Kırklarelinin çoğu memur ve emekli ilaveten üniversite açıldığı için öğrenci çoğunluğu var.
Ama genel olarak sakin bir yer, avm yok, deniz yok, istasyon caddesinde bolca park-cafe var.
Haftasonları gezeyim derse arabaya ihtiyacı var

Tekirdağ / Malkara - Trakya'nın tek Büyükşehir'in ilçesi, ilçe ortalama bir anadolu şehri kadar gelişmişliğe sahiptir, ilçe insanları Tekirdağın büyükşehir olması ve iş sahası nedeniyle kozmopolittir. Artısı, Tekirdağa ve İstanbula 1,5 saat uzaklıktadır.

Kırklareli / Babaeski - Trakya'nın en sakin sessiz şehrinin ilçesi, Malkara'dan küçük ve daha az sosyal imkana sahip, insanlar çok iyi, ilçe kozmopolit değil, avrupalı insanların yaşadığı modern kafalar var ancak pek sosyal imkan yok. Artısı: Lüleburgaz ve Kırklareli'ne 30 dakika, İstanbul'a 1,5 saat uzaklıkta olması.

Aydın -Kuyucak : Aydın olması sizi yanılmasın burası bir köy, yani insanlarıda ilçede harbiden köy kafasında, izmir, aydın vs vs yakın mı , evet yakın ama diğer iki ilçenin imkanlarının 10'da biri bile yok.

Trakya olsun taştan olsun, ben oyumu Malkara'dan yana kullanıyorum.

cok gelip gidecekse kuyucak: cünkü yakın. burası ile ilgili hic fikrim yok. gitmedim. görmedim.

babaeski, cok kücük bir yer. gidip gelmek icin malkara'ya göre uzak.

malkara bu üçlemede ki en iyi alternatif bence. pek çok yere yakın ve kendi de gelişmiş bir yer. kuyucak'a göre eskisehir'e biraz uzak.

trakya'da yasamak farkli bir güzellik o nedenle: malkara > babaeski > kuyucak derim.

çok araştırdım. hesap kitap yaptım ucuz bir ürün almaktansa pahalı ama A+++ almayı tercih ettim. çok çalışacaksa 1 sene sonra kar etmeye başlıyorsun. diğer türlü ucuz ama A+ ürün uzun vadede zarar. birde ıslaklık sensörlü makine al derim. kurduğunu anlayıp programı erken bitiriyor. iki saat boş yere çalışmıyor.

marka önemli. bence alınabilecek markalar arçelik, samsung, bosch-siemens. iyi deneyimi olan var kötüsü var bilmem ama ben samsung tercih ettim şu model ;

Samsung DV8000T (DV90T8240SE/AH)

gayet memnunum. iki kedim var bu arada. çıkan tozun haddi hesabı yok. sorların var ise buyur sor.

bizde de 3893kt var her şeyi günlük programda süreyi arttırarak kullanıyoruz. normalde 1 buçuk saat, 1 saat 50 dakika oluyor ama içinde sensör olduğu için gereksizse otomatik düşürüyor süreyi.

şurası baya aktif her markadan kullanıcı var. forum.donanimhaber.com

Grundig gdh 92 var bizde. Gayet memnunuz arçelik ile aynı fabrikada üretiliyor servisi de aynı. Bosch siemens'e 2 katı para vermek ultra gereksiz.

Daha önce birçok arçelik marka beyaz eşyam olduğu için yine arçelik'e baktım. Sizlerin de bahsettiği modeller, (3886, 3893 gibi ya da 3881 vs) modeller internet sitesinde yok. 900, 920 gibi 3 rakamlı modeller var. Model serisi mi değişti diye sordum ama yeterli bilgi veremediler. Bilgi verilemeyince de kıllandım biraz.

Beko 72 hp kullaniyoruz 1 yildir fiyat performans kesinlikle tavsiye ederum

Tüm makinelerimiz arçelik olduğu için yine arçelik aldık ocak ayında kurutmayı da 810 kmg modelini. Ama bosch markayı da çok tavsiye ediyorlardı. Bir de eğer makineler üst üste konulacaksa bazı markalar alttaki makine ile aynı olmalı diyor ona mutlaka dikkat edin yoksa alttaki makine garanti kapsamından cıkıyormuş. Bir de üstteki makinenin kilo hacmi alttakinden büyük olamıyor sanırım o da ayrıca aklınızda olsun. Onun dışında şimdilik makineden çok memnunuz, kedi köpek yok ama ama kıl toz peçete olan bütün kıyafet üzerindeki her şeyi topluyor evdeki toz miktarı keisnlikle azaldı ve kıyafetler özellikle siyahlar yeni alınmış gibi parlıyor. Eşim çekme oranlarını cetvelle ölçerek attı ve tekrar ölçtü sonrasında evet az miktarda da olsa çekme yapıyor o yüzden dikkatli kullanmak gerek. Ama aynı cins ürün atarsanız hepsini aynı şekilde kurutuyor ve kırışıklık oranı çok az oluyor sıcak sıcak düzeltip katlarsanız hatta daha iyi oluyor. Bilginize

Bu arada yukarıdaki cevabıma ek olarak elektrik tüketimi bizim model için yılda her gün bir defa çalıştırırsan faturana 250 tl gibi yıllık bir tutar yansıyor. Biz haftaya 4-5 kez çalıştırıyorz öyle çok ciddi bir miktar değiştirmedi 30 tl gibi bir rakam max geliyordur

Vestel kullanıyorum, memnunum. Kedi tüyü olan kıyafetleri çarşafları havalandırma modunda 10 dakika çeviriyorum mis gibi oluyor.

Sadece 2-3 modunu kullanırsın düşüncesine katılmıyorum. Yprgan yastık kurutma habalandırma, kıyafet havalandırma, hassasları kurutma, düşük sıcaklıkta kurutma, ütü istemeyecek şekilde kurutma, süreyi ayarlayıp kurutma vs, bir çok modunu kullanıyorum ben. Sensörlü olması ve otomatik durması ya da kurutmayı uzatması şart

yapıştır geç c ye, b babanın oğlu değil sonuçta

Rahatsız etmesine gerek yok ki. Bir iş ilanı açıldıysa kıtlık olan bir alan değilse zaten son 3, son 5 aday hep vardır. Sen reddedince bu kişilerden birini arayacaklar. Senin dert ettiğin kadar dert etmeyecekler yani.

Aileni sebeplerden dolayi sehir disinda bir yere tasinamayacaginizi soyleyebilirsiniz. Son anda gelismis bir durum vs olabilir hayatta, cok da fazla takmayin kafaniza. Basarilar yeni isinizde

Birebir benzerini yaptım (ayrılıcam deyip ayrılıp sonra vazgeçtim mevcut firmama devam ettim) , hiç bir sıkıntı olmadı. Etiği falan boşver kendini düşün. Sözleşmeye imza atmadığın sürece hiç bir şey bağlayıcı değildir.

Yapıştır geç hocam. Şirket senden ucuza çalışacak birini bulsa seni yarın kapının önüne koyar.

ben de yapistir demek icin geldim. b firmasi yarin seni ise aldigina pisman olsa kovmak icin 10 saniye dusunmez.

Etik olan en iyi imkanlara sahip olacağınız yeri seçmek olur. Bu hem size hem meslektaşlarınıza hem de genel manada ülkedeki çalışma koşullarının iyileşmesine fayda sağlar, çünkü vazgeçtiğiniz firmalar elemanları rakiplerine kaptırmamak için olanaklarını geliştirmek durumunda.

Ayrıca ülkede yüksek enflasyon ve şartlar kısa sürelerde büyük farklar oluşmasına sebep oluyor. Kısacası her şeyin çok çabuk değiştiği ve tutturulan bir ayarın uzun süre devam ettirilemediği bir zamandayız.

Özel hayatın dinamikleriyle iş hayatınınkiler farklı. Özel hayatınızda iş ilişkisi kurarsanız nasıl ki zarar verici olursa, iş hayatınızda da özel hayatınıza uygun etikle yaşamaya çalışırsanız bu sorun oluşturur.

Sizin ayıp gördüğünüz şey firma için "aldığımız eleman başka yerle anlaşmış, ilanı tekrar koyalım" demekten ibaret.

şirketler babanızın değil sonuçta. bu kadar duygusal yaklaşmayın. patronlar ve ik hiç duygusal davranmıyor emin olabilirsiniz. geçin c^ye

işin etik kısmını düşünüyorsan bu konuyu burada anlattığın gibi gidip B firmasıyla konuş. Yeni bir iş alternatifi çıktğını, bunun da ekonomik olarak cezbedici olduğunu ve eğer aynı ya da daha iyi bir şartı sağlayacaklarsa onlarla devamedebleceğini yoksa C firması ile devam etmenin ekonomik olarak seni ancak idare edebilceğini belirt.
Firmalar için işçi bulmak, iş aramaktan çok daha kolay emin ol. Vicdan yapacağın bir durum yok, hepimiz temelde hizmet satıyoruz firmalara. Ortada bir iş sözleşmesi varsa bu senin için de firma içinde çıkar ilişkisine dahil bunu unutma.

aynı model notebook'un menteşe tamirini yapmış birisi olarak söylüyorum (evet modelin menteşe problemi kronik) , aslında çok bir şey yok hemen hemen her şey yekpare durumda. menteşe tamirini yapabilmek için sadece wireless anten kablosu ve ekran soketi çıkıyor. önlem olarak pilin soketini de çıkartıyorum. siz de pilin soketine dikkat edin. takılmamış olabilir.

Power butonundan anakarya giden

Pardon, power kablosu cikmis olabilir

Bosch diyorum.

eksisozluk.com

İnternette satılan Bosch marka ürünlerin çoğu sahte. Ayrıca sileceğe çok para vermenin pek bir mantığı yok. En kalitelisi de 1 sene gidiyor. Ben RBW marka kullanıyorum, fiyat performans olarak iyidir.

sileceksepeti orjinal bosch satıyor. direkt sitesinden alabilirsin.

bosch diyorum bende.

Bosch dmeeye geldim

Rbw+1
Boscha Valeoya bi sürü para vermiş biri olarak söylüyorum,eğer kapalı otoparkınız yoksa,hem yazın sıcağından hem kışın soğuğundan en kralı 1 sene gidiyor.

Bosch Aero twin alıyorum ben, gayet de memnunum.

Sanıyorum VW, Audi de bu tipi kullanıyor, yalnızca üzerinde bosch amblemi yok.

Evin ikinci aracına fiyatı uygun diye farklı marka aldım, saçma sapan sesler çıkartıyor, pişman oldum.

loglar arasında saklamak istediğiniz bir şey yok ise ise hiç gereği yok. zaten log için ayrılmış bir hafızası var, ayrıca hafızada kapladığı alan devede kulak bile değil.

Dyson'lari arastirabilirsiniz, cilgin emis gucleri var, kablosuz olanlarin bile.

Kablosuz olanlar buyuk rahatlik, sarji uzun giden modellerinden alirsaniz (V10 ve uzeri) rahat edebilirsiniz.

Dyson+robot süpürge.

Miele c3 cat&dog. Dyson'in büyüsüne kapılmayın. Miele ürünlerini 20-30 yıl nasıl kullanılır kafa patlatarak üretiyor. Mutlaka turbo başlıklı model olacak. Fiyati uygun diye başlıksız almayın.

sizin ilacınız dyson.

evde habire hapşıran bir annem vardı. dyson kablosuz süpürge + robot süpürge kombinasyonu ile sıfıra indi.

Electrolux Pure C9 tavsiye ederim.

dyson + robot u kullanıyorum. dyson v15 (v8 de iş görür) robotum da roborock s5 max.

alerjik rinitim var, 2 yıldır hiç hapşurmadım. çok memnunum.

nilfisk alma, o kadar söyleyeyim.

Miele'nin toz torbalı modellerini öneririm, Miele C3 Cat&Dog olabilir. Daha uygun fiyatlı olarak Electrolux PD82-ALRGT olabilir.

Neden vermesinler, verirler. Zaten onlar yasal sebepten belirli bir süre saklamak zorundalar. Çok çok yapacakları, sizin dosyanızı açıp içinde işyeri nüshası olan bordronun fotokopisini çekip üzerine şirket kaşesi yanına da yetkili kişinin imzasını atmak olacaktır. Kısaca o kadar sorunlu ve uzun bir süreç değil. :)

yasal olarak zaten vermek zorundalar. 10 sene de saklamak zorundalar.

1997'de bizde çalışan birinin bordrosunu verdik geçenlerde.

En güzeli Jif ama pahalı gelebilir. Fitnut da iyidir.

Kakaolu, bilmem neli alma, sade en güzeli. Krabi mesela çok saçma bir ürün.

bal alma, bal bayağı zararlı bir şey.

uzmanı değilim ama jif güzel bence de. pahalı ama getir'den vs. indirimli bulabilirsin belki.

zuberinki epey guzel.

Tabi ki tuğba. Saçma sapan kimyasallar yok için. Ve şekersizi vs de var. Kendin istediğin kadar bal eklersin tatlandırmak istersen.

yillardir fistik ezmesi yiyen biri olarak son 1 senedir favorim laçoko az kavrulmus fistik ezmesi (amazon ve hb'de mevcut)
Az kavrulmus olmasi sebebi ile yag tabakasi birikmiyor, o kekremsi aci tat yok.

fiskobirlik

Supplementler.com'da satılan Bellanut fıstık ezmesinden alıyordum eskiden. İri kıyım fıstık ezmesi, şekersiz, ağır biraz ama baya fıstık tadını alıyorsun, sahte birşey olmadığı belli. Süt, muz, yulaf karışımına iyi gidiyordu.

American Garden’ın mavi kapaklı olan fıstık ezmesi… harikaydı ama bitti, internette var. Gerçekten fıstık tadı alıyosun, şekerli macun değil.

tarım kredi kooperatifinin marketlerinde satılanı ben bayağı beğendim tavsiye ederim

1'e tarım krediyi , 2'ye züber'i koyarım.

Admin yetkin varsa kurdugu job'i durdur.

Parayla vps alip onu bagli tutabilirsin yoksa olmaz o is.

Bilgisayar açık olmadan bağlı kalamazsın. Bilgisayar açık olsa da bağlı kalamayabilirsin. Çoğu sunucuda süre sınırı vardır. Örneğin bizim sunucu 12 saat dolunca o an bir şey yapıyor olsan bile sunucudan atıyor. Baştan bağlanman gerekiyor. Güvenlik gereği sizin sunucuda da vardır benzer bir ayar. Bunun önüne geçmek için akiam 4'ten sonra bağlanıp açık tutman gerekir.

terminal servisin bir timeout süresi var. bağlı kalınca otomatik kopartır. sistem yöneticisi süresini ayarlayabilir veya sınırsız da yapabilir. ama genelde açık bağlantılar arka planda kaynak tükettiği için sınırsız olma olayını kapatmışlardır diye düşünüyorum.

bu arada bir sistem yöneticisi olarak söylüyorum, öyle her gün sunucu resetleme olmaz. senede bir defa resetlerken bile geriliyorum ben geri açılmazsa diye :) kaynak arttırsın veya sorun nerede ise onu bulsun sistemciniz.

mremoteng programı ile sürekli bağlı kalabilirsin timeout 0 olduğu için.

Tüm bilgilerin nereyi şikayet ettiysen oraya gidiyor. Direk gönderdiğin şikayet mailini foward edip ilgili kuruma gönderiyorlar.

Ben eşimin çalıştığı devlet kurumunu(memur değil ama çalıştığı yer devletin bir kurumu) şartları iyileştirip düzeltsinler diye cimere yazmıştım. Tam gün çalışmasına rağmen yarım sigorta ve yarım asgari ücret alıyordu. Bir hafta sonra işten çıkardılar bizim çalışma şeklimiz bu diye.

O yüzden dikkat et derim dostum. Burası Türkiye.

O zamanlar açtığım duyuru da burada hatta bak,

www.eksiduyuru.com

bende şikâyet etmiştim bir devlet memurunu, isim cisim açık şekilde adama göndermişler şikayeti. şaka gibi. gerçi adam telefon etti efendi gibi özür diledi helalleştik ama takıntılı birine denk gelseydim olacakları düşünemiyorum.

gizli başvurularda göremiyoruz bilgileri. özel sektör olarak konuşuyorum. çıktı alınan başvuru formunda gözükmüyor. devlet içerisinde bulunabilir belki.

bütün açıklığı ile kuruma iletiliyor, al cevap ver diye.

herkes her şeyi görüyor, herkes yazmış zaten :)

türkiye burası, neredeyse tüm türkiye görür +1

ilgili-ilgisiz herkes şikayet edeni biliyor.

Kurumsal iletişim. Bazı şirketlerde yoğun olabilir ama birçok şirkette bomboş bi bölüm

Satın alma işi hakkında ne kadar bilgilisiniz bilmiyorum ama o dediğiniz gibi olmuyor. Şu an semiconductor arayan satın almacilar ile çalışan ya da fiyat artışı isteyen tedarikçi ile haftalarca konuşup çözüm bulmaya çalışan satın almacilar görüyorum. Buna ek olarak ayağınıza gelmiyorlar. Bazıları sizin firmanızdan büyük haliyle siz onlara gitmek zorundasiniz vs.

Hayır. Tedarik zincirini seviyorum. sıkıcı değil ama son iki yıldır cok yogun, sürekli sıkıntı. Ama genel olarak muhasebede vs olmaya tercih ederim.

Çaycılık net

Pazarlama,egitim,ik.

ise gelmeseler kimse fark etmez.

Satin alma da zengin olmak icin guzel bolum. 1 ay yesen bi araba alirsin.
Bazilarinda satisa da bakarlar, sirketin eski bilgisayarlari komik paralara satmislardi.
Sadece onlarla 2 villa alinirdi.

doğru yerde, doğru departmanda, doğru işi yaptığında en güzel iş senindir :)

bizim satın almacılar yardırışta. o kadar yoğunluk ile kimsenin de gönlünü yapamıyorlar.

idari işler'de abuk sabuk lan ben ne yapıyorum diyeceğin işler peşinde koşuyor.

ik'cı isen muhtemelen şirketteki en küfür yiyen insansın :)

ben it'deyim, çok memnunum işimden, mütemadiyen yatıyorum, herkes bana özeniyor :)

Bizde pazarlamacilar. Adamlar en ufak muhasebe bilmez, operasyon bilmez. Her seye ok deyip geciyorlar is geri kalan herkese patliyor.

cfo ve cmo

muhasebe harici her iş diyebilirim, bazı arkadaşlar muhasebe iyi demiş ama ben daha doğru düzgün standart bir rahatlıkta çalışan muhasebeci görmedim.. şirketteki herşey sizi etkiler, herkes herşeyi size sorar ama en ufak eksiklikte (sonuçta iş hep parayla) en kötü ve sevilmeyen siz olursunuz. favori departmanlarım ik ve ıt kesinlikle on numara rahatlıkta mis gibi iş.

IT tabiki adamin uzmanlik alani, karisani edeni yok, mal gelmedi, transporttu, musteri sikayetiydi, isi bagladin, baglayamadin, benzin yukselmis, fiyatlar ucmus falan kimseye laf anlatmak zorunda degilsin

muhtemelen otogar'dan tekirdag'a gündüz vakti. saat basi sefer vardir. istanbul seyahat kesin gider.

soruya cevap: cok sefer oldugu icin muhtemelen o kadar ileri tarih acik degildir. zaten bayram-seyran degilse bilet almana bile gerek yok. otogara gıtsen bınersın :)

Pamukkale ve metronun günde 3-4 seferi oluyordu yer sıkıntısı olmaz büyük ihtimal

istanbul seyahat saat başı olması lazım. küçük minibüsler de gidiyor. ismi yolunda turizm sanırım.

Beylikdüzü metrobüs durağının oralardan düzenli minibüs de oluyor diye duymuştum. İstanbul trafiğini es geçmek için mantıklı gelmişti.

Beykent metrobüs durağında inip(sondan bir önceki metrobüs durağı) üst geçitten E5'in güneyine, benzinciye geçtin mi düzenli kalkan minübüsler var.

Yeterli bence. iPhone 6 yı 650 ye satmıştım.

1300-1500 den satıyor telefoncular

700

Satis piyasasi cihazin durumuna gore 1100-1500 arasi.

Alis piyasasi 700-850 arasi.

Telefon temizse ve istanbuldaysaniz satis piyasasi fiyatindan ben alabilirim ihtiyacima binaen.

easycep var. oradan teklif alabilirsin online.

covid?

iptal etmek istiyorum. bana uygun olmadigina karar verdim.
bu kadar...
(ben de kendimi hassas dusunuyorum saniyorum :))

kaba olacak bir şey yok. tekrar düşündüm pozisyonun bana uygun olmadığına karar verdim, hayatta başarılar falan filan.

10 daireden az ise yönetim ve karar defteri vs mecburiyeti yoktu değişmediyse.

@John Bloor

10 daireden fazla, en az 30 daire var.

O zaman bir defter hazırlanmalı, noterde onaylatılmalı, yönetici seçilmeli vs.

Ama yıllardır böyle yapıyorlarsa, toplanan para da tırtıklanacak bir miktar değilse karışmam ben olsam.

Hocam o işler normalde öyle yapılmıyor. @John Bloor'un dediği gibi her sene defter notere onaylatılmalı, yönetici seçilmeli vs. Ama çoğu bina yönetimi defteri notere onaylatmaz. Bir süre 24 dairelik bir blokta yöneticilik yaptım.

Sen yeni taşınan biri olarak yöneticiden gelir-giderleri gösteren bir açıklama isteyebilirsin. Dersin ki böyle yapıyor olabiirsiniz ama ben her ay ne kadar para verdim bu paralar nereye harcandı ne kadar kaldı görmek istiyorum. Buna itiraz ederse para vs verme bence. Yok itiraz etmezse ver parayı derim ben.

en azından makbuz al. (bankadan göndermek daha iyi tabii ama)

Çok eski bi apartmanda böyle elden verirken (kapıcının kızı topluyordu saçma şekilde) verdiğimiz aidatı vermediğimiz iddia edilmişti. O günden beri en azından makbuzsuz iş yapmam.

makbuz mutlaka iste.

eski oturuduğum yerde 2 aylık aidatım, verdim - vermedin muhabbetinden yalan oldu. bıraktım parasını pulunu gerizekalı veya yalancı muamelesi kızdırdı beni. o gün bugündür apatmanın hesabına eft yaparım, dekontu saklarım.

Abi adam yapıyor bunu bedavaya. Ben yaparım diyorsanız uğraşın adamın bırakma ihtimaline karşı.

Ben olsam kafamda gelir ve giderleri aşağı yukarı toplar çıkarırım. Çok para artmıyorsa sorun yok demektir.

Ayrıca yöneticiden sen gelir gideri gösteren bir açıklama isteyemezsin. Hesapları aç bakayım diyemezsin. Kat malikleri kurulu bunu isteyebilir veya olağanüstü toplantı için yüzde otuz çoğunluğun imzasını alıp isteyebilirsin. Tozdan nem kapan bir yapınız var gibi. Dertsiz başınıza dert arıyor gibi gibisiniz. Toplama çıkarma yönetimini uygulamanız bence sizin için daha huzurlu olacaktır. Boşuna düşman kazanmayın.

Bu işi profesyonel yaptım özelden de gelebilirsiniz.

işler yürüyorsa bulaşmayın.

hesap numarası isteyin sonrasında açıklama kısmına şu ay aidati diye belirtin.

ben yöneticiyim ben de böyle yapıyorum. aidatla zar zor toplanan parayı bir de notere bayılmayalım diye.

Jazz
Swift de güzel bu arada ama bagaj vs sıkıntı.

Doğru mu bilmem ama duyduğum/okuduğum kadarıyla Getz otomatik fena benzin harcıyormuş.

honda jazz bu listedeki en başarılı araba.

jazz bunların içinde en iyisi ama bütçenin üst dilimi 140k ya ya ağır hasarlı ya da önden kazalı araçlar düşüyor. Düşük km li önden kazasız olan bir jazz bulsam hemen atlayacağım.

aynı mantıkla geçen sene yola çıkıp 148k ya 80.000 km de 2012 jazz aldım 2. nesil olanlardan.

eşim kullanıyor arada bende biniyorum, bizi hiç üzmedi ve gerçekten parasını hak eden bir araç

eminim 1. nesiller de öyledir. Hem jazzların sürücü koltuğu biraz daha yüksek diğer modellere göre. yani oturuş pozisyonu itibariyle kadınlara daha uygun bence.

140bine bu araçların 2005 sonrası modellerini alabilmeniz lazım aslında bu kadar eskiye gitmeye gerek yok.

Honda jazz ya da yaris seçilir bu listeden. Ama dediğim gibi 2009 falan zorlayın en azından

listeye nissan micra 1.2 tekna (2002-2006) modellerini de ekledim ama fiyat olarak honda jazz ile yarışıyor.

o yaş için toyota yaris derim. en azından arıza çıkartma olasılığı daha düşük. yokuşta geri kaçırır ama baştan söyleyeyim.

bu dördü arasında kesinlikle honda jazz. ilave olarak hepsinden daha küçük ve motor bakımından daha performanslı olması nedeniyle peugeot 206 otomatik 4 vites 1.6 (benzinli) 110 beygirlik versiyona da bakabilirsin. otomatik klima+otomatik far+silecek hız sensörü+tek basışta otomatik cam açma gibi o yıllarda bu segmentte az bulunan özellikler mevcut. bir de sakın ama sakın yarı otomatik almayın, mutlaka tork konvertörlü ya da cvt şanzıman seçin.

Klasik eksici abartmasi, bu dedigi olur, ama 6 ay 1 sene sonra falan olur.
Ya da yuksek teknoloji urunun vardir ona parca bulamazsin.

Tum arabalarin ayni anda beyni yanmadiysa bu kadar sikinti yoktur.

Çin uçaklar için yedek parça tedarik etmeyi kabul etmemiş.

simpleflying.com

Çin de enayi değil. Rusya için ABD ile arasını bozmak istemez. İnternette hep Çin ile ABD düşman diye bilinir ama aralarında inanılmaz ticaret var.

Rusya toprakları geniş bir ülke. Çok sayıda ve hızlı şekilde parça desteği vermen gerekir. Bu da o kadar kolay bir iş değil. Savaşın durumu belli olmadan kimse yatırım yapmak istemez. Kesin bir açık oluştuğunda yatırım yapılabilir.

Abi çin yardım eder vs de çin de kafasına göre her şeyi uretemez ki?
Yani bugün vw araban var diyelim, parça lazım. Vw vermiyor. Avrupali/amerikali 3rd partyden alamiyorsun. Cin'den alacaksin, hangi şirket ne üretiyor vs nasil bulacaksin?

Bugün biz enerji elektroniği sevkiyatı yapmiyoruz. Çinli firma tabiki var bizim ürünlerin benzerini satan ama ayni klasmanda değil tabiki. Bu teknolojik ve teknik ürünlerde bu kadar basit olamaz "çin verir" demek. Çin öyle kafasina göre uretemez zaten.

Bu arada araba yedek parça konusunda sıkıntı yaşanmış olabilir çünkü yedek parça gibi ürünler dağıtım merkezlerinden gelir. E dağıtım merkezleri Rusya'ya yollamayi birakirsa bu firmalar nasıl bulacak yedek parça? Kimse iki aylık yedek parça tutmaz stokta, saçmalık olur.

Bu arada çoğu parçanın çin yapımı olması firmanın sahibinin avrupali/amerikali olmadığı anlamına gelmez. Bizim en büyük fabrikalar Çin'de ama sahibi amerikan firmasi sonuçta.

Yedek parça dedigin cok geniş bir yelpaze. Arabanin her bir noktasını üretmiyor ki Çin. Bazi parcalari ureticiden aliyorsun.

çalıştığım gurubun rusya'da fabrikası var. üretim yapan 6 makineleri vardı, 1 tanesini diğerlerine yedek parça olsun diye geçen hafta kapattılar. öyle her parça çin'de üretilmiyor maalesef.

superonline fiber kullanıyorum. 200 mbit download 20 mbit upload sınırsız kota 180 tl.

9 senedir superonline kullanan birisi olarak bağlantı ve hizmet konusunda çok iyiler. bunca senedir saatlik bağlantı kesintisi bir elin parmağını geçmez öyle söyleyeyim. tek kötü yanı rakiplerine göre pahalı olması ve rezil modemler vermeleri.

işyerinde 1000/200 turk.net kullanıyoruz hızından da çok memnunuz fiyat 129 tl (kurumsal tarafa henüz zam gelmedi) ama evet müşteri hizmetleri kötü.

100 Mbps fiber çok hızlı, internetinizde bir sorun olmalı.
Belki Türk Telekom ile birkaç defa görüşseniz çözülecek bir problemdir.

Speedtest yaptığınızda durum nedir?

Türk net in müşteri Hizmetleri kötü denmiş ama ben ilgili hiçbir sorun yaşamadım ve bence diğerlerinden çok daha iyi. Sorun olursa mesaj bırakıyorsunuz onlar hemen cevaplıyor. Telefonda yarım saat müzik dinlemekten daha pratik..
Hızı da o bölgede en yüksek ne destekliyorsa

Kablosuz kullanıyorum, speedtest ölçümünde tek telefon hiçbir internet sekmesi yada arkada uygulama açık olmadan 65-70 aralığında bir rakam çıkıyor.

Bu arada yaşadığım sorunu daha açık anlatmak gerekirse; internet'i en çok tv'de bir şey izlerken kullanıyorum. Netflix, mubi, blutv, youtube vs. hiçbir uygulamada film izlerken sorun yok ancak tv'nin web tarayıcısı kısmına girip orada bir film açmak istediğimde işte o zaman sorun yaşıyorum zaman zaman.

@tekil sorun internet bağlantısı değil de TV'nin tarayıcısı veya izlediğiniz websitesi olduğunu düşündürdü bana.
İsterseniz denemek için telefonunuzun internet bağlantısını Wi-Fi üzerinden televizyon ile paylaşıp bir deneyin.
Cep telefonumun interneti her zaman çok hızlı oluyor, eğer yine sorun varsa sorunun internet hızı olmadığını öğrenmiş olursunuz.

Golf olabilir alırken satarken kolay araç

Sıfır, otomatik, sorun cikarmayacak, küçük;
Suzuki swift

Golf

@jamiro @alp9900 abi ben mi yapamiyorum; bana 400-450 bine sıfır otomatik golf bulur musunuz? Harbiden ben mi bulamıyorum :/

Pardon hocam haklısın. Sıfır ibaresi gözden kaçmış. Kusura bakmayın.

Kriterim yok hb araba ariyorum sorusunun cevabi her zaman clio'dur.

sıfır otomatik sorun çıkarmayacak 450'k'ya kadar ve çok kolay satılabilecek çok az yakan parçası ucuz ve her anlamda şampiyon bir otomobil --> reno clio.

Polo

bineceğim, sürerken keyif alacam dersen polo ya da ibiza. 2 seneye max satarım dersen clio.

skoda fabia olabilir. eskisi de yenisi de oldukça başarılı, mk3 kasasını kullanıyorum.

fabia küçükse scala'ya da bakabilirsiniz. gerçi emin değilim fiyatlardan, her hafta zamlandığı için.

Yaris 2021 in en iyi araci secildi. Google dan bulabilirsin

yaris hybrid

Yeni peugeot 208ler de o fiyatlara olabilir bakın isterseniz.

Seat ibiza 1.0 EcoTSI 110 HP DSG Style

gerçekten dolu bir araç ve iyi bir pazarlık ile ek paket falan 450'ye kapatırsınız.

aslında yeni fabia güzel ama mayıs ayında türkiye'de satışa sunulacak.

450bine kadar alınabilecek 0 araç çok kısıtlı. b segment suv ve b segmentler. en iyi değişken bir seçenek al satı kolay olsun derseniz. vw grubu skoda seat ibiza. fabianın yeni kasaı 2022 2.çeyrekte gelicek ve iddaalı gelicek. vw grup türkiye gibi ülkelerde alt firmalarını iddaalı yapıyor. yani türkiye pazarı artık skodanın eline geçicek. alabilecekleriniz şöyle kia stonic, hyundai bayon, seat ibiza dsg, honda city, toyota yaris, opel corsa, peugeout 208, citroen vb.. seçenek var güvenlik derseniz vw grubu özellik vb. psa grup. clio iconun full artı fullüde 450yi buluyor. ancak çip krizinden dolayı üretim az.

Maalesef fiyatlar çok oynadığı için golf falan hayal bu fiyata:)

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla ayağımı yerden kessin,
sağlam olsun,
güvenli olsun,
sorun çıkarmasın,
ve tabii konforlu olsun düşüncesindenisiniz.

şu an bu şartlara uyan 450 bin tl'ye alabileceğiniz sıfır araçların başında herkesin aşina olduğu VW Polo geliyor.

Life donanım seçeneğiyle DSG şanzımanla 450 bin'e alabilirsiniz. Ama tabii servis ve bakımı maliyetli araçlar. Bir de dsg şanzıman sorunlu olabiliyor. Yine de 2. el avantajı, yaygın servis usta olayı avantaj.

Bir diğer seçenek aynı marka grubundan seat ibiza. yukarda yazdığım meseleler bunun için de geçerli. ama satmak daha zor bunu.

Bayilerde bulunmuyor ama skoda'nın de muadili araçları aradığınızı karşılar.

Skoda'nın fabiası geliyor. muhtemelen benzer fiyatlarda olur. Ama maalesef skoda da fiyat olarak eskisi kadar uygun değil biraz önce de baktım.

Ben bu fiyat aralığında hyundai i20'yi kesinlikle bir incelerdim. Sıfır olarak ödediğiniz fiyatın karşılığını fazlasıyla verir. Hyundai'ye önyargılar mevcut ama son yıllarda özellikle ABD'de edindiği tecrübeyle o eski günlerinden çok yukarıda. Şu an 390'e full donanımla alabilirsiniz.

Bir diğer alternatif toyota yaris. Eğer bu arayışa 2 ay önce girseydiniz hiç tartışmadan yaris hybrid alın derdim. Bu fiyata sıfır yaris hybrid alabilirdiniz. Hem dayanıklı, hem donanımlı hem de hybrid bir araç bu fiyata bulmak çok kolay değil. Ki yılın aracı seçildi bu sınıfta. Hybrid motor seçeneği inanılmaz bir yakıt tasarrufu sağlıyor ama su an 500bin civarında. Eğer siz normal motorla almak isterseniz 450 bine donanımlı bir yaris alabilirsiniz. Hatta bayiden 2021 modellerden kaldıysa 460'a 2021 full halini almak mümkün.

Bir diğer seçenek toyota corolla. Evet sizin beklentinizin dışında sınıf olarak ama 380binden başlıyor bayi satış fiyatı. 450'ye sizi tatmin edecek seçeneklerle bir corolla da fena olmayabilir.

Son olarak clio. Renault, türkiye'yi ve ekonomiyi iyi tanıdığı için donanım seçeneklerini oldukça geniş tutuyor. O yüzden Clio'yu boş haliyle 290bin'e alabilirsiniz. Ama değer mi? Aracı diğer araçlarda olan seçeneklerle almak istediğinizde her şey için ek ödeme gerekiyor. Sis farı için bile:) Açıkcası 290bin'e donanımsız bir clio almaktansa makul bir otomobilin 2. elini tercih ederim.

Bir diğer fransız seçeneği citroenler. Fiyat olarak hyundai seviyesinde c3'ler. ama buraya citroen alayım mı dediğiniz anda aman diyen çok olur:)

Bence siz önceliklerinize ve ihtiyaçlarınıza bakın. Ona uygun bir araç seçin. Biraz bayi gezin. Ama bayi gezerken hemen karar vermeyin. Bayide satışçılar çok ikna edici olur. Bir anda anahtarla çıkarsınız.

Bu sınıfta aracın gücünden çok dayanıklılık ve sunduğu konfor önemli. Aşağı yukarı araçların motor güçleri yakın. O yüzden daha dayanıklı, daha az sorun çıkaran ve aynı fiyata daha fazla donanım sunan aracı seçin.

hatchback olsun istemezseniz, o paraya corolla alınır, mis gibi de binilir...

beş kediliyim, hoover kullanıyorum, aşırı memnunum.
servisi de gayet iyi.

grundig 8kg'lık kullanıyoruz 2 senedir. aşırı memnunuz.

Grundig’den aşırı aşırı memnunduk. Yerimiz yok diye kurutmaşı çamaşır makinesi aldık lg, kesinlikle grundig’i özlüyorum.

Bizde lg var eşimin arkadaşının tavsiyesi ile aldık memnunuz ancak öncesinde baska marka ile tecrübemiz yok

Bizde arçelik düşük bir model var. Sorunu şu ki kıyafetler çekme yapıyor. İyi model alan arkadaşlarım hiç böyle bir şey yaşamadıklarını söylediler.

cevaplar için teşekkürler.

hiç alakasız şekilde samsung'da karar kıldım A+++ olması nedeniyle. hesaplarıma göre fiyat olarak fazla versem de bir senede enerji tüketimi nedeniyle aynı hesaba gelecek. uzun vade de karda olacağım.

tv de gösterilen bu kanıya varmamız ama işin gerçek boyutunu maalesef henüz göremiyoruz bence.

batı tarafından rusya'ya karşı görülmemiş bir karşı propaganda uygulanıyor. piyasada çok büyük bilgi dezenformasyonu var bu savaşa karşı. o sebeple sorunun cevabını bulmak pek kolay değil.

yine de bu kadar köşeye sıkıştırılacağını bence putin bile düşünemezdi. bütün dünya ekonomik sisteminden afaroz edilmek çok ciddi bir yaptırım.

Rusya bir yerde patlayacaktı. O da şimdi oldu. Bence çok fena çuvalladı.

Bunu düşünmüş olması imkansiz. Dusunmusse de demekki halkı, ekonomi umrunda değil.

Abi yoldaki 500 bin euroluk konteynerlerin yönünü değiştirdik Rusya'ya vermemek için, para ödeyemezler diye. Bizim gibi kaç şirket var kim bilir, biz enerji için elektronik parça veriyoruz, önemli şeyler şeker/boncuk değil. Kendi de üretemez kolay kolay.

Yani bu kadar ciddi olacağını düşünmesi imkansiz.

Net bir şekilde çuvalladı ve gitgide bataklığa saplanıyor.

Ekonomik olarak:

Rusya hazırdı yaptırımların simülasyonunu 2014 de yaptı, rezervi biriktirdi, Swift'e alternatif geliştirdi vs.

Askeri olarak:

Çok fazla bilgi kirliliği var. Ama haritaya baktığımız vakit iyi kötü Rusya istediğine ulaşıyor. Ukrayna’nın Karadeniz bağlantısı kesildi sayılır. Zelensky de düşer yakında.

Şu an hem batı medyasında hem rus medyasında aşırı bilgi kirliliği mevcut. Yani kimin aantajlı durumda olduğu, kimin istediğini aldığını kestirmek zor. Eminim bizim duymadığımız ne detaylar dönüyordur. Bu tarz mücadeleler de tek bir muharebeyle net sonuç vermez. Yani rusya kiev'i alır belki. Ama bu ambargolarla uzun vadede kazandığından fazlasını kaybedebilir.

Bir de askeri harekatların hedefi şurayı alayım ooooh şeklinde olmaz. Askeri harekatlar siyasi hedefler için yapılır. Askeri operasyon başarılı olsa bile, siyasi hedefe ulaşamayabilir.

Bence rusya bir tepki bekliyordu, ama bu kadarını beklemiyordu. 2014'ten sonra bir para stokladılar. Ama 1 haftada eldeki rezervin yarısını harcadılar. O yüzden askeri olarak başarılı olsa bile siyasi olarak istediğini elde edemeyecek gibi duruyor.

Rusya kiev'e adım atacak gibi. Ama kiev yönetimini düşürmek uğruna, ülkenin milli serveti gidiyor. Yıllarca sürecek bir ambargodan bahsediliyor ki batı rusya'ya diz çöktürme fırsatı yakalamışken kolay kolay bırakmaz. O yüzden kimin kazandığını bir haftada anlamamız mümkün değil.

Birçok kanalda analistler bu işin en az 1-2 sene sürecek etkileri olduğunu söylüyor. Çatışmaların da 1 seneye kadar uzayabileceğini konuşuyorlardı dün TV'de.

Mesela benim çalıştığım şirket İngiliz ortaklı. rusya'daki ayağını bir gecede kapattı. Yani batı dünyası bu kadar net bir tavırda. 2 ay sonra dönecek adam temelli durduruyoruz çalışmalarımızı demez. Rusya askerleri kievden evlerine döndüklerinde ülkelerinin ekonomik olarak bitmiş olacağını görebilir.

Şu anda mastercard visa bile çalışmıyor. Yani ATM'den nakit bile çekemeyebilirsin. Amerikan sermayesi rus şirketlerini bu kadar değer kaybetmişken ele geçirecektir yok fiyatına satın alacaktır. Yani rusya'yı çok sıkıntı bekliyor gibi.

askeri harekat tarafında işlerin o kadar Ukrayna tarafında olduğunu düşünmüyorum. rusya götüm götüm ilerliyor. biraz uzadı iş ama sonuç olarak rusya dayanabilir ise alacak.

diğer taraftan rusya kırım gibi çok bir tepki gelmeyeceğini, yaptırımların kısıtlı olacağını düşündü ve bu işe girişti ama gelinen noktada düşünülenin - beklenenin çok çok ötesinde bir tepki ve yaptırım var. (bunu ben değil rusya'da ki fabrikadamızda ki rus arkadaşlarım söylüyor) şuan misal iş yapamaz duruma gelmiş durumda bizim fabrika. çalışan yabancı personel memleketlerine geri dönüyor. öte yandan yerel personel acayip de rus hükümetinden - putin'den korkuyorlar, bu konuları konuşmak bile istemiyorlar.

Valla su an bati tarafindan muazz bir dezenformasyon yapiliyor, o yuzden direkt medyadan goruneni dikkate almak gereksiz.

Putin'in sanıldığı kadar kotu durumda oldugunu sanmıyorum.
Bunu düşünmüş olmaso imkansiz falan değil. Bu adamlar okuz falan değil, senin benim düşündüğümuzu onlar da dusunebiliyor.

Bir savasa girdiginde kazansan da kaybetsen de agir bedelleri olur. Devletleri yoneten insanlar da bunun bilincinde. Ote yandan bu savasa girmese ne olacakti ona bakmak lazım Rusya açısından. Savas kolay bir karar değildir, hiçbir lider keyfinden savasa girmez, masada çözebilecegi is icin "dur savaşalım aksiyon olsun havamiz olsun" mantigiyla gitmez. Bu karar verildiyse - cikarlar doğrultusunda - baska secenek kalmamistir. Yani Putin'in aptallik yaptı demek oturdugumuz yerde bu sinirli bilgimizle bu kadar kolay olmamalı.

Putin'in cuvalladigini soyluyor herkes ama eger bu savasa girmeseydi ve NATO tarafından cevrelenmeyo bekleseydo sonuçlari ne olacaktı sorusunu hic sormuyoruz.

Bakin İran yaptırıma bogulmus bir ülke, bugun hala izole bir sekilde de olsa varligini surduren bagimsiz bir devlet ve bir nükleer guc.

Ne biz ne de ekrana cikan stratejistler ve askeri uzmanlar Putin cuvalladi mi cuvallamadi mi su an kesin olarak soyleyemeyiz, uzun vadede gorulecek sonuclsri.

3 gunde Kiev duser bu is biter dedik 12guj oldu hala belirsizlik suruyor Putin cikmaza girdi vs deniyor.
3gunde kiev duser bu is biter diye bir plani oldugunu falan soyledi mi Putin savastan once? 3 gun muhabbeti yapan da bati medyasi zaten ve bunun üzerinden Putin batirdi argümanları donuyor anlatabildim mi?

11bin Rus asker olduruldu diyen Ukrayna hukumetinin hiçbir kaniti yok. Ortada doğru durust bir catisma goruntusu bile yok yahu, nerede oldu bu kadar asker? 11bin az buz bor rakam değil. Bugünün teknolojisinde internette yuzlerce ama yüzlerce sıcak catisma ve cephe goruntusu dolasmasi lazımdı internette ama çok da fazla bir sey yok.

Ukrayna müthiş direnis gosterdi, Rusya ukraybadan beklemedigi direnci gorsu, bilmem kac ucak helikopter düşürüldü Ruslar muhtis kayıplar veriyor deniyor.
Bu kadar saglam direniyorsa Ukrayna ordusu, 64km lik konvoy kiev kapisinda babasinin evindeymis gibi takılıyor, bunlara neden bir sey yapilamiyor? Açık hedef bu konvoy, şehre girmesini bekliyorlar.
Yine ruslar sehir merkezlerine tamamen girmis değiller, kenar mahallelereyiginak yaptılar. Sehir merkezine girilmemişken bu soylenen rakamlarda kayip nerede verildi bu sorunun cevabu yok.


Tum bilgi kirliligi ve "yalan" haberler bir tarafa, baktigin zaman Rusya ukraynanin ciddi bir kismini kontrol altina aldi ve Karadeniz'e kapaisini da kapatmak uzere. Rusya cuvalladi Putin batirdi iddaasini bir kez daha dusunurdum ben. Bakın Putin basardi, Putin sorusunuz ilerliyor diye bir iddaam yok ama bunun aksini de iddaa edemeyiz bu bir gercek.

Bugun Rusya kiev sehir merkezine gitmiyorda bu kesinlille Ukrayna'nın cok kuvvetli direnci oldugundan değil. Oturup soyle bir dusunursen Ukrayna'nın başkentine dalmanin cok da akillics bir hareket olmayacağı asiksr zaten. Halep değil orasi. Ayrica Rusya tarafından bakarsan orasi Rusya toprağı bunu da hatırlayalım.

Yaptırımlar, kara propoganda ve diger her dey bir tarafa, su an ukryaba topraklsrinda Rusya'nın binlerce asker ve zirhlidan olusan ezici bir gucu var, orada bekliyor. Ayrica hava ustunlugu var ve karadenizden de kaoatmak üzere. Haritada baktığında da adim adim ilerliyor.


Bu yaptirimlar oyuncak değil, bunlar Rusya'yi mutlaka sikintiya sokacaktir. Ama Rusya'yı alasagi mi edecek yoksa Rusya bunu göze aldi ve bir sekilde sancili da olsa altindan kalkacak mi zsman gosterecek. Putin cuvalladi, Putin yanlis hesap yapti, Putin ters kose oldu demek için erken oldugunu düşünüyorum.

Baldo iyi oluyor. Marka bilmiyorum.

reis baldo

marka yayla yada reis.
cins olarak baldo.

yayla osmancık öneririm.

hep yayla baldo ile pilav yapıyorum.

başka bir püf noktası olarak da pilav yapmadan önce pirinci tel süzgüye koyup sıcak suyun altında iyice yıkıyorum. suda bekletme yapmıyorum.

yıkamaya başlayınca önce bulanık beyaz bir su akmaya başlıyor, o su şeffaf suya dönene kadar sıcak su altında yıkıyorum.

Yayla Baldo'yu tek geçerim.

baldocuyuz

Reis gönen baldo kullanıyorum bordo paket memnunum.
Yayla osmancık da denemiştm güzeldi.

Yayla baldo kullanıyorum ben de.

Basmati pirincini seviyorum ben baya:

www.migros.com.tr

Yayla reklam kuşağı gibi oldu ama diğer markalardan bi tık daha iyi bu.

Gönen Baldo, gönen yöresi olması önemli.

Basmati alıyorum pilavı bence daha iyi. Marka olarak duru nunki güzeldi

Marka reis, cinsi de gönen baldo

Yayla tane tane pirinç.

Babamda da olmuştu. Yağ bezesi demişlerdi. Müsait bi zamanında ufacık bi operasyonla almışlardı.

Aynısı mıdır bilmiyorum. Onunki leblebiden daha büyük olmuştu. Fındık kıvamına gelmişti aldırdığındq.

3 senedir kulağımın arkasında duruyor. doktor arkadaşım bir ara alalım demişti gerek görmedim. yağ bezesi de olabilir 20'lik dişin etkisi de demişti.

1 post auriküler lenf nodu
enfeksiyon nedenli ise şişer geçince iner.
2 yağ bezesi
önemli değil
3 kist
önemli veya önemsiz olabilir.

en sık sebeğ enfeksiyon olabilir 2 haftaya geçmezse us ve biyopsi.

Böbreklerin de bi efektif çalışma hacmi var, gereksiz alınan miktarlar fazla çalışmasına neden olabiliyor. Yani kalp gibi düşünme mesela sürekli çalışsa ne olur gibi bi durumları yok.

ben çocukken günde 8 litre su içmeli deniyordu, sonra 5 litre şimdide 2.5/3 litre deniyor. doktor değilim tam bir bilgim de yok açıkcası ama zaten tavsiye edilen miktarda tüketiyormuşsunuz.

fazla su alınmasının yarattığı rahatsızlık hiponatremi olarak adlandırılıyor. kime ve neye göre fazla dersen işte o kişinin böbreklerine ve bünyesine göre değişen bir durum. bana 3 litre çoktur, başkası 5 lt içse bir şey olmaz. asıl olay vucudun elektrolitik (kandaki tuz oranının) bozulmaması. ayrıntılı bilgi için;

tr.wikipedia.org

3 lotreden hicbi sey olmaz

Kilo başına günde 35 ml su içmek gerekir. Mesela 80 kilo bir bireysen günde 2.8 litre hadi 3 diyelim ona normal aslında. Biraz kaç kilo olduğunuzla alakalı bir de vücudun ne kadar su kaybettiği de önemli. Çok spor yapıp terliyorsanız fazla içmek normal.

Bunun dışında fazla su içmek zararlı tabiki. 0.5 litre - 1 litre fazladan belki bişey olmaz ama günde 8 litre falan net zararlı.

su zehirlenmesi olabilir.

www.google.com

Tuz kaybi olur, o da halsizlik yapar. Cok fazla su icersen tuz kaybini onlemek icin esktra tuz alman gerekir.

Ayrica bol su icmenin faydalari ile ilgi etrafta dolasan cogu bilgi efsanedir.

Cinsiyetinize, kilonuza, ve günlük aktivite miktarınıza göre değişir. Örneğin, ben 45 dakikalık bir koşu ya da eliptik egzersizinde 700ml sıvı kaybediyorum. O gün, ilave 700ml su içerek telafi etmeye çalışıyorum.

Bunun yanında çok su içen/ya da çok terleyen bireylerde mineraller de eksiliyor. Kalsiyum, potasyum, çinko, demir eksikliği de çekmeye başlayabilirsiniz. (Yine kilonuza ve aktivite miktarınıza göre değişir)

Bu arada, eğer 60 kilonun altında değilseniz; 3 litre çok değil. Başkaca sağlık sorununuz yoksa bir zararı olmaz.

Ben de normalde çok su içen biriyimdir, bi sefer 4.5 litre kadar içmiştim ve birden bire ölücek gibi bir his oluştu ve kusmaya başladım. Su zehirlenmesi geçirmişim.

özellikle sürekli gramajlı mama veriyorsanız böyle çok mama konulduğunda kıtlıktan çıkmış gibi yiyorlar. ben kedilerimde sürekli açık mama politikası uyguluyorum. yani mama kabı hep dolu. bu sayede aç gözlülük yapmıyorlar. bir süre deneyin derim. zamanla alışabilceklerini düşünüyorum.

baktınız alışmadılar geriye tek çare otomatik mama kabı kalıyor

www.hepsiburada.com

daha önce de çok yazdım bunu, kısır kedi maması vermenin anlamı yok, bu ticari bir şey.
kısır kedi mamasının kalorisi düşük sadece.

benimkilere de olur da kısırlar için olandan verirsem, muhakkak porsiyonları yükseliyor.
alın normal, yetişkin kedi maması, onu yesinler.
her yetişkin kedi maması yiyen kısır kedi obez olmuyor yani, yok öyle bir şey.

bir de porsiyon hesabı bence de kedileri psikolojik olarak zorluyor.
açıkta duracak, gidip gelip yiyecekler.

eğer hızlı yiyorlarsa, hızlı yiyen kediler için olan mama kapları var içinde dişleri olan, onlardan tavsiye ederim.

blatta hiberna + 1

tecrübeyle sabit olarak ne yazık ki, blatta hiberna +1

yani az koydum, çok öğün olmadı. az öğün ortalama koydum, olmadı. az koyup, öğün azalttım yine olmadı. her halükarda aynı yere çıkıyor.

obez ama doymayan bir kedimiz var ve doyuramıyoruz. otomatik mama kabı da iyi bir seçenek tabi ama unutmamak lazım rutin ona da mama koymayı.

delidir + blatta ikisi de doğru

Ablamın kedileri obez. Yazın bizde kalıyorlar, biz 10 günlük tatil sırasında kedileri (toplam 3 kedi) evde yanlız bırakıyoruz. Kabın hep dolu olması lazım. Obez kedilerin olayı bu. Gözleri doymuyor. Kap büyük olsun, dolu olsun.

yüksek ihtimalle yok.

yazıcının arkasında ethernet kablous girişi varsa olabilir veya wifi özelliği.

Bağlı olan bilgisayarı açın, şifresini girmeye gerek yok, en azından biz bu şekilde çalıştırıyoruz.

yazıcı usb'den o bilgisayara bağlı ise kullanamazsınız. yazıcıda wifi-ethernet o şekilde ağa bağlayıp kullanılır. bazı modemlerim usb girişi oluyor yazıcıyı oraya bağlayıp ağdan kullanmak mümkün ama her yazıcıyı desteklemez. denemek lazım.

print server cihazları var bu işi yapan, yazıcı üzerinde ethernet portu yoksa bu cihazla yazıcıyı usb portu üzerinden ethernet'e çevirebiliyorsun.

Güncel fiyatlarla pek alınabilirliği kalmamış bana göre.

www.amazon.com.tr

www.hepsiburada.com

Yazıcının marka modelini belirtirseniz belki daha çok yardımcı olmak mümkün olabilir.

cat kabloyu herhalde siz çektirdiniz? cat yeni çekildiyse ve apartman girişinde ucu turk.net'in bağlantı yapabileceği yerdeyse söyleyin ona bağlasınlar. diğer telefon kablosu eski ise belki yüksek hız alamayabilirsiniz.

yok bizdeki cat değilmiş baktım :( bizdeki eski telefon kablosu.

uydunetin rg11/u-6 kablo var ama bu olmaz sanırım?

pek zannetmiyorum.

vdsl bildiğininiz eski tip telefon kablosu ile çalışır.

uydunet (eski adiyla kablonet) -> coaxial kablo
(tv anten kablosu)

xdsl -> 2 telli telefon kablosu
(ankastreden daireye cat5-6 vb cekildiyse bile sadece icinden 2 tel kullanilir)

%0, şirkette öğlen yemeği yiyorum. is yerime yürüyorum hava iyiyse bisikletle gidiyorum.

istanbul.

evden çalışınca sıfır. ticket fazla fazla kalıyor.

şirket aracı olduğundan ulaşıma sıfır, öğle yemeklerinde ticket geçmeyen yerlere ve ekibi motive etmek için cepten verdiğim yemek ısmarlama vs olayları ayda 400-500 gidiyordur. yüzdesini yazınca küsüyorlar, tl tutar yazmak daha doğru. istanbulspor.

İstanbul.

- Öğlen yemeği şirketten.
- Sabah servis ile gidip, akşam Marmaray ile dönüyorum. İstanbulkart'ı mobil üzerinden kredi kartıyla ödüyorum. İşte tek seferde 150 lira vs.

%10'a yaklaştı ve muhtemelen istifa edeceğim

Bir Allahın kulu da giyim dememiş :)
İşyerinde işyeri standartlarında bulunabilmek için yıllarca kılık kıyafete harcadığım parayı ben bilirim.
Pandemide kim giyer kalem etek?
Yüzde yazmiim ağlarım:)
İstanblues

%3 civari bisey.

%0, İstanbul.

Evet giyim de dahil.

daha işe başlamadım ama yolu ve yemeği hesaplayınca %9 çıktı. giyim hesabı yapamadım, ne kadar tutar bilemiyorum.

memurluk enayiliktir.

%0

istanbul
%80 remote
yol yemek otel internet telefon sirketten
kiyafet alisverisi pek yapmam zaten elektronikten para kalmiyor pek :))

Bu sorunun yorumlanışı genel olarak hatalı.

Yüzde 0 yazan evden çalışanlar çalışırken kullandıkları ürünlerin tamamını şirkete fatura edebiliyorlar mı? Gecelere kadar kullanılan bilgisayarın elektriği, belki çalıştığımız odanın ısıtması, elektriği, içtiğiniz kahve, ticket yoksa yediğimiz öğlen yemeği vb bu kapsamda. Zoom'a kimsenin de atletle ya da lastiği çıkmış pijamayla katıldığını da sanmıyorum. İş nedeniyle hiç mi harcama yapmıyorsunuz?

ofise giderken aylik kart aliyordum. bir de iste kahve ve arada sirada yemek (disardan yemeyi pek sevmem) casual giyiniyoruz yani ekstra bi kiyafet almadim is icin. o zaman toplu tasima %3'ten azdi. kahve yemek de yine %3 gibi bir sey oluyordu, bu tabi her gun giderken...

su an sifir, full evden calisiyorum. elektrik internet icin cok olmasa da bi ucret odeniyor (ki bu harcanan elektrige yetiyordur, internetim zaten vardi) video gorusme cok nadir yapiyorum, onda da cidden atki bere taksam umurlarinda olmuyor.


Atina'dayim. isimden cok memnun degilim ama TR sartlarini dusundukce galiba oturmaliyim oturdugum yerde

senelik hesap yaptim, %15 civari.
arabanin senelik deger kaybini da ekledim.
kiyafet haric, i$e ozel kiyafetim yok, serbest takiliyoruz.
lokasyon yurtdisi.

%0

-şirket aracım var. ulaşım masrafım yok.
-ticket var ama zaten öğle yemeği yemiyorum (intermittent fasting)
-şirket telefonum var, iletişim masrafım da yok.
-giyim muallak bir konu. özel bir kıyafet almak gerekmiyor. günlük kıyafetler ile geliyorum. ona rağmen senede iki kez giyim çeki alıyorum.

kaç gündür başlığı iş yerinde huzur bulmak için maaşınızın % kaçını kullanıyorsunuz diye okuyup duruyorum, az önce aydınlandım.

Teoride %0, pratikte %1. o da yol.

bir gün bile servis kullanmadım. yakın olduğu için ya yürüme ya araç.

Merhaba,

benim iş yaptığım şirket şurayı kullandırıyor bana ;

invoicely.com

aslına bakarsan hikayeden fatura. bir değeri yok :)

wise ile parayı aktarıyorum. beyanda falan bulunmuyorum. zaten aldığım 4 kuruş onunda yarısını devlete vermek istemiyorum.

kafana göre word'de fatura oluşturup da yollayabilirsin tabi, karşı taraf gidip onu araştırmaz. ama işin sonunda para tr'deki hesabına yatacak, ileride maliye denetimi olduğunda gelip tek hesaptan düzenli para girişi var o parayı nereden buldun diyecekler, geçmişe dönük vergileri faiziyle alacaklar ve işlem başına da ciddi bir ceza kesecekler. (işlem başına demek şu demek, her para transferi için bi ton ceza gelecek) internette bu konudaki mağdurları araştırabilirsin.

düzgün bir muhasebeci ya da mukellef.co tarzı yerlerle görüş ve işi kitabına uygun yap derim. bir sürü istisna var zaten yurtdışına yazılım - danışmanlık işi yapmakta.

roketadam+1 —hiçbir şey olmasa, şahıs firmalarında grafik tasarım, yazılım vs. gibi beyin gücüyle yapılan işlerde %50 vergi muafiyeti var. 3 gün sonra ceza gelirse üzülürsün, indirimli vergini güzel güzel öde. kafan rahat olsun.

Lambaya giden kablo kesiti uygunsa kullanabilirsin, ama ev çok eski ise ve kablolar zayıf ve dandik ise tesisat yanabilir.

Lamba kapalıyken kullanamayacaksın tabi ki, biliyorsun değil mi?

Duya takılıp fiş çıkışı veren duylar var, dur bakayım bulabilecek miyim?

"prizli duy" yazınca çıktı hemen;

www.google.com

Amatör tip havyalar 40-70 wattır, lamba kadar ancak enerji çekiyor, sıkıntı yapmaz. Ama matkaplar 500 watt ortalama, uzun süre çalışmak sıkıntı yapabilir.

Ev kaç yıllık?

@john bloor,

teşekkürler cevaplar için. ev yeni. en fazla 8-10 yıllıktır. ama ufacık da olsa bir risk varsa sadece lehim ve telefon şarjı falan gibi şeylerde kullanırım oradan çektiğim elektriği.

matkap vs için dışarıdan ara kablo çekerim artık zaten çok sık olmayacak gibi.


diğer bir seçenek de hemen yan odadan prizden kapı altından falan ayrıca bir topraklı kablo çekmek.

8-10 yıllık evde prizsiz oda olmaz müdür.

Bir dolap arkasında filan kalmasın?

Lambayı açtığın anahtarın aşağılarına duvara bir tornavidanın arkasıyla filan tık tık tık vurarak sesleri dinle.

Sıvacılar sıva ya da alçıyla kapatmış olabilir priz kasasını, vardır mutlaka o odada priz.

oda değil abi aslında, evin 3.banyosu. kullanmıyoruz orayı. ben de kendime hobi odası gibi bir şey yapmaya karar verdim.

Banyolarda da olur fön makinesi tıraş makinesi vs için priz.

Olmadığına eminsen dediğim duydan al.

valla olur olmasına ama tavsiye etmiyorum.

lamba hatları en fazla 1.5 mm kesitli kablo kullanır. yüklü bir şey takarsanız sıkıntı çıkabilir.

tavandaki lambadan çekeceğine, lambayı açıp kapattığın anahtardan çekmek daha doğru ve kolay olmaz mı?

Lambayı açan anahtarda sadece gelen ve giden faz olur, lambaya nötr direkt yukarıdan gider, anahtar kasasına inmez.

Anahtardan olmaz yani.

En önemli şeyi yazmamışsınız; şehir.

Ankara'da iseniz kışlık lastik alın derim. Ben Petlas kışlık lastikten çok memnunum.

@mezarkabul İstanbul ama ailemin güvenliği için istiyorum.

şu dışarıdaki karda dört mevsim lastiği ile patlarsınız.

ama bu havada çıkmam, çok da araba kullanmam ama kullandığım zaman da soğuklardayazlık lastik gibi yolda bırakmasın derseniz dört mevsim lastiği kullanabilirsiniz.

cumartesi akşamı ankara'nın karında bridgestone lm005 ile kütür kütür yokuş çıktım. patinaj bile çekmedi.

Bütçeniz varsa kış lastiği alın. Yazın da yazlık lastik takarsınız.

Arabanın belki de en önemli parçasında eli korkak alıştırmamak lazım diye düşünüyorum, kişisel görüşüm.

4 mevsim arada derede bi şey ne yazın çok performans veriyor ne de kışın çok soğukta karda tutuyor.

4 lastiği 5 sene kullanırsınız o yüzden bence kış-yaz için ayrı lastik alın. hem kışın kafanız rahat olur. istanbulda karda - derecede dışarı çıkmam derseniz çok sorun olmaz ama.

nokian ve bridgestone öneririm.

araçta 4 mevsim michelin crossclimate takılı, şu an izmir'deyim ancak geçen seneki karda istanbul'da test ettim gayet iş görüyor. ancak bu karda istanbul'da olsaydım kesinlikle çıkmazdım, yüksek seviyeli karda kış lastiği de 4x4'ün de kurtarmadığını gördük, bir de esas risk bence sabah erken saatlerde oluşan buzlanma onun için kış lastiği de fayda etmez. kış lastiği alınca depolama, tak sök gibi operasyonları oluyor, 4 mevsim de sürekli takılı olduğu için her yıl performansı düşüyor. sonuç olarak normal kış şartlarında 4 mevsim istanbul da iş görür.

4 mevsim yere hafif yagan bir kar serpintisinde bile kayiyor

çok araştırdım. 4 mevsim lastik bence verimsiz. kışın performansı normal kış lastiklerine göre kötü, yazın yol tutuşu ve ses olayı kötü. her gün araç kullanıyorsanız kış lastiği almak çok daha güvenli.

yine çok araştırmış birisi olarak bu sene yine goodyear ultragrip 8 aldım. çok memnunum. (-8, kar, buz gördüm bu sene) hem fiyatı da kalitesine göre bence uygun.

4 mevsim lastik kışında kullanılan bir lastik olarak algılanmamalı. kış lastiği ve diğer lastikler olarak bakılmalı.

www.tyrereviews.com

20+ senedir agir kis sartlarinda araba kullaniyorum, yasadigim yerde 6 ay kis var. Senelerce dandik araclarla paket servis yaptim, 50cm-60cm yagdigi gunlerde sehir ici 150km yol yaptigim oldu. Onlarca farkli lastik markasi denedim, ozet geciyorum:

+ Bizde dort mevsim diye bilenen lastiklerin aslinda iki turu var. Biri bizdeki bilindik all season. Digeri de daha agresif disleri olan "all weather".
All season'a ornek: Continental Extremecontact DWS06 PLUS, Pirelli Scorpion Verde
All weather'a ornek: Nokian WRG4

+ Kis lastigi karda iyi performans verir. Uzerlerinde kar tanesi amblemi vardir. Bunlarinda kendi aralarinda cesitleri var, mesela derin disli olanlar surekli cok kar yagisi alan yerlerde tavsiye edilir. Ornekler:
Derin disli ornek: BRIDGESTONE BLIZZAK DM-V2, Michelin X-ice
Daha hafif disli: Nokian HAKKAPELIITTA R3

+ Dort mevsim ya da kis fark etmez, eger lastik civisiz ise buzda tutmaz. Nokta.
Her lastige civi takilmaz ve civilerin lastik sifirken takilmasi gerekir.

+ Bir de simetrik/asimetrik mevzusu var. Benim tecrubem asimetrik lastiklerin yere daha saglam bastigi yonunde.

+ En iyi kis lastigi: Nokian butun testlerde onde.

+ Iyi bir dort mevsim lastik, dandik isimsiz bir kis lastigini karda kafalayabilir. O yuzden marka cok onemli, lastik almadan once mutlaka testlere bakmak lazim.

+ Turkiye'de bence ankara cizgisinin dogusuna gecmedigin surece iyi kalite bir 4 mevsim isini gorur. Ankara'nin dogusunda ben olsam iki set lastik edinirim, dort mevsim + kis. Ege ve Akdeniz kiyilarinda ise buyuk ihtimal yazlik lastiklerle butun sene gezinilebilir.

+ (Bonus) Sehir ici agir kis sartlarinda en uzmeyecek araba: Iyi kalite kisliklarla herhangi bir Audi Quattro. 4matic, xdrive, 4motion falan henuz o seviyede degil.

nokian waterproof iş görür. Ancak 5. senede keain değiştirmelisin. Yakıtı arttırır. Kullanım durumunuza göre tak çıkar ve lastik oteli masraflarıyla karar verin.

Ben zamanında çok araştırmıştım bu konuyu. 4 mevsim alcaksan ya Nokian ya da michelin crossclimate al. Herkes bu ikisini tavsiye ediyor.

Fakat marmara, karadeniz, i. anadolu ya da d. anadolu'da yaşıyorsan kış lastiği al 20 dakikalık iş lastikçi hemen değiştiriyor. Ben riske atmam ailemin güvenliği için.

www.google.com

eldiven + furminator kullanıyorum. idare ediyor durumu.

valla tüy temizleme olayı sıkıntı. 50 milyon şey kullandım olmadı. gittim dyson v8+ animal aldım, rahat ettim. pahalı falan ama her gün basit bir temizlik ile bir hazne dolusu tüy topluyorum. şiddetle tavsiye ederim.

ben asagidakini kullaniyorum, gayet memnunum.

amzn.to

Russian blue kedim, ince mi tüyü bilmiyorum kalın değil gibi geliyor bana. Zaten çok bi tüy dökme durumu yok. Eldiven, saç fırçası, furminator ile tarıyorum.

Çok çok ince ise tüyleri çok sık dişli metal taraklar var petshop'larda furminator gibi değil de saç tarağı gibi arası gözükmeyecek kadar sık o iyi gelebilir sanki.

cdn.cimri.io

evet. il ankara. kış boyunca 1 kere bile ihtiyaç duyacak olsaydım yine taktırırdım.

kocaeli için 4 mevsim lassa kullanıyorum

Evet. Gecen hafta sadece soguktu bu hafta acayip kar yagdi. Bi kerelik bir durumda bile gerekse, can ve mal kaybi riskini almaya deger mi?

Hayır. Zaten dogru durust km yaptığım yok, kis lastiğine para vermeye gerek gormedim o yüzden. Yilda bir kez kar yağıyor zaten İstanbul'a, o da ya tutuyor ya tutmuyor. O gun de arabayi çıkarmayiveririz. Agirlikli olarak sirket araci kullaniyirum zaten, o yüzden kendi aracıma ayrica kis lastigi takmaya gerek gormedim hic.

kar yağınca dışarı çıkmıyorum ama yine de kış lastiği var. çünkü, neden olmasın.

İstanbul. 1 hafta kar için gereksiz. O dönemde araç kullanmıyorum.

Kullanmiyorum, istanbul o sartlara uymuyor.

Kar yagdiginda zaten otoparktan cikamiyoruz. Su an sokagimda paletli arac gidemez halde :)

kullanıyorum

istanbulda karlı hava çok az süre olduğu için kullanmıyorum. kar yağınca da trafiğe çıkmıyorum.

Kar çorabı kullanıyorum. Hem her şey gibi lastikler de çok pahalılandı hem de her sene 2 kere tak çıkar angarya geliyor. Bide depolaması sök takı derken 600 de oraya gidiyor. Evet kar lastiği rahatlık ama istanbulda 1 hafta kar için gereksiz sanki.

Kış lastiği kar yağmasından ziyade dereceyle alakalıdır, 7 derecenin altına düşen heryerde kullanılmalıdır. Yola tutunmanızı sağlayan tek malzemeden feragat etmeyin. Soruya cevap: evet

istanbuldayım kullanıyorum. sadece kar değil soğuk ve yağmurlu havalarda yazlık lastiğin yol tutuşu-fren mesafesi çok kötüdür.

izmir'de hiç kullanmadım.

ama doğu avrupada zaten zorunlu. arabayı az kullanan kişi gerçek 4 mevsim (şu üstünde kar işareti de olan "all season"lar) ile idare eder ama yok "ben kayak yapayım, tırmanayım" diyen harbi kış lastiği almalı.

ki bence aralıktan nisana kadar arabanın üstünde kalır o o zaman. burada nisan ayının son haftaları kar yağdığını gördüm.

hergün işe gidiş geliş olduğu için kullanmak şart.

kış lastiğinin kar ile alakası yok +1

tekirdağ'da yaşıyorum ve kullanıyorum. özellikle sabahları kırağı- buzlanma durumu oluyor. daha geçen hafta önümde bir araç takla attı bu yüzden. yerde cam gibi buz vardı, aracım gram kaymadı.

kış lastiğinin yağmurda frenleme ve yol tutuş performansı daha yüksek. hava sıcaklığının çok düşmediği yerler için evet gereksiz ama hayata 4 lastiğin temas ettiği kısım kadarıyla bağlısınız. riske atmaya değer mi sizce ?

istanbul'da kar yağmadığı zamanlar zaten sıcaklık kolay kolay 5-7 derecenin altına gelmiyor. toplamda en fazla 2-3 hafta.

her gün araba ile dışarı çıkmak zorunda değilseniz istanbul'da kış lastığı gereksiz.

kullanıyorum ben de. Neler kazandırdığını belki fark etmiyoruz da ondan şüphede kalıyor olabiliriz. Yıllar önce yazlık tiple kavşakta dönerken ekstradan tam bir tur döndükten sonra aklım başıma geldi. Ani frenlerde keymedığını hissetmek çok güzel.

sahada çalıştığım dönem kasım ayında kış lastiğimi takardım, karda yağmurda rahat raht gezerdim. şimdi evden çalıştığım için kullanmıyorum ama kışın dışarı çıktığım sayılıdır.

(bkz: kar zinciri/@roket adam)

istanbul'da yaşıyorum ve hergün araç kullanmamı gerektiren bir işim yok. aracı haftada 4 gün gibi kullanmam gerekiyor. belki daha bile az.

sadece yaz lastiği kullanıyorum. hava 3 derecenin altında düştüğü zamanlarda aracı kullanmamaya calisiyorum. kar yağmış ve yollarda kar varsa kesinlikle kullanmıyorum. bu koşullar da ancak yılda 10 gün oluşuyor.

yılda 10 gün için de öyle bir bütçe ayırmak ve onunla uğraşmak yersiz geliyor.

aralık - ocak - subat aylarında uzun yol yapmam gerekseydi hiç düşünmeden bu yatırımı yapmak isterdim.

ankaradayim, her sene 2 araca da taktiriyorum mutlaka aralik basinda. cok ise yariyor, hatta bazen yetmiyor bile, kis lastigi taktirmayanlar yuzunden cumartesi yine trafikte perisan olduk

özel bir başvuru yapmanıza gerek yok. vergi mükellefiyseniz zaten şifreniz vardır.

earsivportal.efatura.gov.tr

adresinden şifrenizle girip kesebilirsiniz.

özellikle e-fatura mükellefi olmak istiyorsanız da şirket adına mali mühür (şahıs firması ise e-imza) başvurusu yapıp bir özel entegratörle anlaşmanız gerekli.

pazar yeri özellikle şart koşmuyorsa elle fatura kesmenizde de hiçbir sakınca yok (n11 ve hepsiburada'nın böyle bir zorunluluğu yok mesela, trendyol'dan emin değilim).

satış yapacağınız platformlara entegre muhasebe - erp yazılımları var. yine bu online yazılımlar aracılığı ile e-arşiv fatura kesebilirsiniz. mesela ;

www.parasut.com

efatura ya da earşiv faturası kesmenize gerek yok. benim önerim şu yönde, satış yaparken işlemleri komple elle mi yapacaksınız? yoksa entegrasyon yazılımı mı kullanacaksınız? yazılım kullanacaksanız, kendi içlerinde fatura modülleri olabilir.

Doktor değilim, mutlaka doktora danışın ama Sudocrem iyi gelebilir sanki.

madecassol, hametal, bepanthol, fito gibi birsürü krem var bunun için. ben sizin saydıklarınızı sürmezdim.

silverdin ve sarı kantaron yağı benim deneyimime göre yanıklara en iyi gelen şeyler

bana da bir benzeri oldu, kantinde kaynar cay damlamisti, kahverengi oldu, 1 yil sonra gecti.

yanık anında gerçek aloevera çok iyi geliyor ancak şimdi üstünden geçmiş ve tahriş oluşmuş iyi gelir mi yoksa daha da kötü yapar mı bilemem. doktora gitmekte fayda var onun da kremleri vs vardır mutlaka

doktor değilim ancak fito meddacassol ve aloe vera +1

bulabilirseniz veya hassasiyetiniz yok ise, domuz yağı sürün. çabucak iz kalmadan geçer.

küçükken denizden yüzüm komple yanmıştı benim. kaşlarımın altındaki deri, dudaklarım her yerim sarı su toplamıştı. yazacağım merhemleri karışım yaptırdı doktor. bir de ampul verdi. bir tane bile izim yok çok şükür. eczacınıza da danışabilirsiniz. silverdin, madecassol, anestol, furacin, rif (ampul). çok geçmiş olsun.

oncelikle kaynar su olmasi iyi. kimyasal veya yag yanigindan iyi yani. yanigin oldugu bolge de cok ince deri degil gibi duruyor, bu da iyi.

silverdin gibi gumus icerikli urunler yanigin iyilesmesi icin, iz birakmamasi icin degil. tam aksine iz kalmasina da sebep olabilir iceriginden dolayi. bunu bir bilene sorun.

iz kalmamasi icin onemli olan bolgeyi nemli tutmaniz. bio oil denen yag karisimlarina sahip bir urunu surebilirsiniz. bir de abd'de mederma denen icinde allantoin olan bir urun suruluyor.

diger bir onemli nokta da, yeni olusan derinin gunese maruz kalmamasi. pigmentler kararir. ancak goguste oldugu icin zaten acikta degildir.

@durgunfoton+1 Benim de 1 yıl sonra geçmişti.

1. remote desktop ile bağlacaksın doğru mu ?
2. eğer öyle ise server işletim sistemi kurmalısın. (server 2019 veya 2021)
3. sadece server lisansın yetmez kaç kişi bağlanacak ise o kadar cal lisansı eklemelisin.
4. eğer bu şekilde ise herkes bağlanıp uzak bilgisayar şeklinde kullanır.
5. evet server ip'si aynı olduğu için tek ip görecektir.
6. keşke bu cihaz yerine xenon işlemcili bir sunucu alsaydınız.

hedefiniz ne once ona bir bakmak lazim? bu 10 kişi baglanacak ama ne yapacak? sadece e-mail mi gönderecek? hesaplamam mı yapacak? e-mail gondermek icin sunucuya baglanmak da degisik bir yaklasim.

dostum bilen birinden destek almanızı öneririm. kendi e-posta sunucusunuzu kurmaya çalışıyorsunuz anladığım kadarıyla ama becerebilseniz bile %99 ihtimalle tüm mailleriniz spam kutusuna düşecek. direkt olarak rdp yoluyla dışarı açarsanız da geceye kalmadan hacklenir.

yapmak istediğinizi daha detaylı olarak anlatırsanız (ne çalışacak bu insanlar yani) belki buradan yardımcı olmaya çalışırız ama hobi projesi değilse bence profesyonel destek alın. bu arada aldığınız bilgisayar güçlü bir oyun bilgisayarı, server da sayılmaz.

Üzerinde sanallaştırma yapılarak cloud server gibi davrandırılabilir, yada direkt kendisi bir server olur ve tüm sunucu üstünde çalışması gereken uygulamalar çalışabilir fakat bu soruyu burda sormanızdan bu işi yönetecek elemanınız olmadığı şüphesi doğuyor, kolay gelsin.

Merak ettiğim neden RTX 3090lı bir kasa?

geceye kalmadan hacklenir+1

Yapmasi basit, kuruyorsun next next gidiyor.

Sadece mail işi değil, stok takibi vs. basit işler yapılacak.
Bu işi yönetecek bir personel yok, kurup direkt kullanıma başlarız diye düşündük.
Kasa konusuna gelince, ilanlara bakmışlar, yüksek özellikli uygun fiyata bulunca bunu alıp geçmişler. Netice olarak bu işlerden anlayan 1 kişi bile yok aramızda.
Anladığım kadarıyla windows server işletim sistemi almamız ve kullanıcı sayısı kadar lisans eklememiz gerekiyor ancak bir gecede hacklenme meselesini anlamadım, açmanız mümkün mü?
Mobilden giriyorum, imla hataları olabilir, bu arada cevaplar çok değerli, kör topal gireceğimiz işten vazgeçmemizi sağlayabilir. O yüzden teşekkürler tüm yorumlar için

Bu basit işleri hangi altyapı ile yapacaksınız o anlaşılmıyor?

Mail server kurmak bile başlı başına bir iş aslen, illa windows server gerekmez, bir linux dağıtımı da işi çözebilir ama şu anki durumunuz pek anlaşılmıyor. Mesela stok takibi yapılacak demişsiniz, bu bir web uygulaması mı yoksa herkesin erişebildiği bir excel dosyası mı?
Benim gördüğüm bu işi şirketler windows server üzerinde maili exchange server ile, diğer dosya yönetim işini sharepoint ile çözüyorlar sanırım. bunları araştırın.

Hacklenme sebebi şu, hackerlar sürekli interneti tarayıp güncellenmeleri yapılmamış vs bilgisayarları arıyorlar ve özellikle o pclere saldırıyorlar. Sizin dediğiniz şey teknik olarak çok karmaşık görünmese de en az 1 kişi tarafından yapılacak tam zamanlı bir iş. Bu alanda çalışan biri olarak 2 opsiyonlu tavsiyem var:

1) PC'yi bir an önce iade edin. Aylık cüzi ücretler karşılığında online servisleri kullanın:
Mail için: office 365, google business gibi şirket maili hesapları var. ya da natro gibi yerlerden direkt mail hizmeti satın alabilirsiniz.
Stok takibi için: Mesela www.parasut.com var, bunu deneyebilirsiniz.

Kafanız rahat olur, pc'ye bi ton para bağlamak zorunda kalmazsınız, yönetimi kurulumu yürütmesi güncellemesi vs umrunuzda olmaz. Aylık paranızı ödersiniz olur biter.

2) Bu işi bilen biriyle anlaşın. Küçük IT şirketleri bakım anlaşması tarzında yardımcı olurlar, ayda bir gelir işlerinizi halleder güncellemeleri vs halleder geçerler. En azından riski azaltmış olursunuz. Ama bu senaryoda bile maili direkt kendi sunucunuzdan yollamanız büyük bir dert onu söyleyeyim.

Ben KOBİ'lere kafa rahatlığı açısından her zaman 1'i öneriyorum.

arkadaşlar tam olarak yapılması istenen şeyi öğrendim.
şimdi outlook üzerinden mail gönderiyoruz. outlook'a 10 tane şirket mailimiz kayıtlı. 1500 adet günlük kota varmış biz sırasıyla her hesaptan günlük bin adet mail gönderiyoruz. ama bunu sırayla gönderdiği için zaman harcıyormuş.
bu pc server olacak, bir outlook'a 10 mail adresi bağlayacağımıza; 10 ayrı outlook oturumuna birer mail bağlayıp aynı anda biner tane mail çıkacakmışız.
rdp yolu meselesi de, zaten hazırda rdp ile makbuz vs kesmek için kullanıyormuşuz neden hacklensin ki diye sordular :)

duyuruyu actiktan 10 saat sonra yapacagini soylemissin ama ben hala anlamadim. yani madem kotaya takilmak istemiyorsunuz, server ne alaka? gidin mail server hizmeti alin??? hadi yaptiniz bir hata makine aldiniz. e mail server kurun??? kuramayacaksiniz cunku icinizde bir tane bile anlayan adam yok??? e it danismanligi alin??? hadi duyurudan yardim alip kor topal bir seyler yaptiniz, surdurulebilir olmayacak ki??? kafamda deli sorular???

aldığınız cihazın üzerindeki grafik kartı, cihaz maliyetinin yaklaşık 4'te 3'ünü oluşturuyor ki, bahsettiğiniz işlemler için grafik kartına hiç gerek yok.

dostum bir şeyleri ciddi şekilde yanlış yapıyorsunuz. eğer bir self hosted bir mail hesabından günde 1000 mail atıyorsanız büyük ihtimalle çoktan o maillerin çoğu spam olarak işaretleniyordur. marketing amaçlı mail yolluyorsanız outlook'tan 1000 kişiye mail atmak yerine yine mailchimp tarzı servisleri kullanmanız lazım. keza, rdp internete açıksa dediğim gibi hacklenmeniz an meselesi. bugün olmaz yarın olmaz öteki gün olur ama olur. en temizi yine bu işleri bir bilene devretmeniz olacak.

thin client gibi bir şey mi istiyorsunuz acaba. bir araştırın isterseniz: (bkz: thin client)

Bizim firmada 10 kullanıcı için 4 sene öncesine kadar sunucu vardı. Sunucu ile çalışması çok dert sürekli bir sorunu çıkıyor. Bakımı, yedeklemesi, güvenlik güncellemesi ile bir firmanın sürekli uğraşması gerekiyor. Gerçekten maliyetli ve sürekli işleri aksatan bir durum oluşturuyor. Bir keresinde sunucu diski arıza yapmıştı ve 6 hafta yurt dışından disk gelmesini bekledik. Sunucu yarı fiyatına disk değişti. Kesinlikle önermem özellikle de bulut bilişim bu kadar yaygınken
Arkadaşlara birer laptop alın bulut tabanlı bir sisteme geçiş yapın kafanız rahat etsin.
Biz 3 yıl önce www.evobulut.com a geçtik müthiş rahat ettik. Yandex den maillerimizi de evobulut a bağladık. Hem cari takibi, e-fatura stk süreçlerimizi yönetiyoruz hem de telefon ve maillerimizi yönetiyoruz. Başka hiç bir yazılım kullanmamıza gerek kalmadı. Aylık ödediğimiz ücreti düşününce eskiden boş yere bir servet harcamışız tüm sistemlere